Devrimden Sonra Birinci Yüzyıl - Yönetmenlerin İzinde Macar Sineması

yonetmenlerin izinde macar sinemasitolga yalur

phoenix                                    

2009 / 168 sf.

doğu şenkoy

 

Dünya sineması içinde kendine özgülüğüyle ayrıksı bir yerde duran, ülkemizde meraklısı çok olsa da bileni az olan Macar sineması üzerine dilimizde kaleme alınan bu ilk kitap, her şeyden önce Tolga Yalur’un Macar sinemasıyla kurduğu ilişkinin içtenliğiyle göz doldurmakta. Yazarın sunuş bölümünde de değindiği üzere film ve yazılı materyallerine ulaşılması çok da kolay olmayan bu sinemaya dair sınırları dar tutulmak zorunda kalınmış bir çalışma olsa da Macar sineması adına sahip olunması gereken ilksel bilgileri kapsayıp, bu sinemaya dair bütünlüklü bir resim sunabildiği için önemli bir noktada durmaktadır.

 

Yedi ana başlıkla bölümlenen çalışma, Macar sinemasını bir hat olarak belirlenen sosyalizmin öncesi ve sonrasındaki durumu üzerinden Zoltan Fabri, Zoltan Huszarik, Istvan Szabo, Miklos Jancso, Marta Meszaros, Karoly MakkBela Tarrgibi pek çok yönetmen eşliğinde incelemeye çalışmakta. Yönetmenlerin sinema özgeçmişlerini es geçmeden, önemli filmleri üzerinden sinemalarının temel izlekleri vurgulanıp hem onların meydana getirdiği Macar sineması hem de bu sinema içinde durdukları yere değinilerek, genel bir çerçeve çizilmektedir. Kitabın Doğu ve Orta Avrupa sinemalarında köklü bir geleneğe sahip olan canlandırma sinemasına değinilen son bölümü, Macar sinemasının bu önemli kanadına dair de genel bir çerçeve çizerek alanla ilgilenecek olanların yola çıkış bilgilerini barındırmaktadır.

 

Yalur’un bu ilk çalışmasının incelediği konuya dair çizdiği genel çerçeve, Macar sinemasına dair daha ayrıntılı ve geniş bir okuma yapmaya özlem duyanların beklentilerini karşılayamayarak eleştiri mekanizmasını işletebilir. Ancak yazarın daha kitabın başında açık ettiği niyeti ve oluşturduğu hattı belli etmesi bizim eleştirimizin yönünü buradan editoryal çalışmaya kaydırmamıza neden olmakta. Kitapta karşımıza çıkan dizgi ve redaksiyon hataları ile görsel kalitesinin düşüklüğü editoryal çalışmanın zayıflığına işaret ederken, yazar-editör işbirliğinin çalışmalardaki önemini de bir kez daha gözler önüne sermekte.